Londra

 

 Londra Müzesi, Kleopatra'nın İğnesi

20.02.2003 Perşembe, 12. Gün

Gezmek için son günüm. Bir Londra Müzesi duymuşum, hadi göreyim dedim. Çok yoruldum ama bir müze daha. Her zaman gelinmiyor.

Burası diğer müzelerden farklı bir müze; “sanatsal”dan ziyade “yaşamsal” daha doğrusu “natürel”. “Bu da ne demek?" diye sorarsanız, şöyle ki, bu müze Londra şehrinin Buzul Çağı’ndan günümüze dek geçirdiği evreleri, değişiklikleri anlatıp sergiliyor. Müze tabii ki kronolojik bir gidişat izliyor. Tarih öncesi çağda Londra’nın fiziksel/coğrafi durumu, yaşam, canlılar, kalıntılar ve bant kayıtları ile anlatılarak yola çıkılıyor ve yavaş yavaş Londra’nın gelişimi, tarih çizgisi üzerinde başına gelenler ziyaretçilere sergileniyor.

Romalılar etkisi altındaki Londra, ‘Londinium’için en "canlı" sergi, müzenin sanıyorum arka tarafına bakan yüksek sur kalıntısı. Bir yol çalışması sırasında ortaya çıkarılmış. Bir de 4.yy.’ a ait kurşun bir tabut içerisindeki kadın iskeleti ve onunla ilgili yüz çalışması ilgi çekici.

Müzede kalıntısı olamayan bazı dönemleri aktarmak için her türlü görsel-işitsel mekanizma kurulmuş. Örneğin, Londra yangını. Dickens’ın Londrası da sokaklar ve dükkanlar kurularak gerçek boyda maketleştirilmiş; banka, terzi, berber, bakkal, züccaciye, zamanın bisikleti, vs...

Bir de koleksiyon bölümü var. Yine Londra'nın ilklerinin sergilendiği bölümler. İlk taksi, baskı makinesi, ilginç klozetler... Ayrıca, 1851’de Prens Albert’in organize ettiği Great Exhibition’ı anlatan resimler, o sergiye gelenlere ait eşyalar vs sergileniyor.

Bu müzeden ayrıldıktan sonra Cleopatra'nın İğnesi olarak adlandırılan, Embankment İstasyonu yakınlarında, Thames Nehri kıyısındaki obeliski görmeye gittim. İlk olarak M.Ö.1500'lerde Firavun Thotmes III tarafından Mısır'da yaptırılmış ve dikilmiş. 1819'da da, Nelson'un 1798'de Fransızları Nil Savaşı'nda yenmesi üzerine İngiltere'ye hediye edilmiş.

"Cleopatra's Needles" aslında dünyanın değişik yerlerine dağılmış. Birisi New York'ta, birisi İstanbul'da, diğeri de Londra'da bulunan Mısır'a ait obeliskler. Granitten yapılmışlar ve önce Heliopolis Tapınağı'nın önüne dikilmişler. Ancak Kleopatra'nın ölümünü takiben yayılmaya başlayan Hristiyan döneminden hemen önce de İskenderiye'ye getirilmişler.