Bu adak heykelcikleri tunçtan yapılmış, üzerleri ince bir altın varakla kaplanmıştır. Byblos'ta, bir küpün içinde bulunan bu heykelcikler üçbîn yıldan beri uyuyorlardı; yeniden hayata dönüşlerini de arkeologlara borçlular. Arkeologların her zaman böyle güzel şeyler bulma şansı yoktur.

Kartaca tofet'i gibi esrarlı bir ışıkla aydınlanan bir yeraltı gömütlüğünü bulmak da aynı derecede ilginçtir.

Denizler Hakimi Fenikeliler

Eski Fenike kentleri Tir (Sur) ve Sidon'un (Sayda) zenginliği kutsal kitaplara bile konu olmuştur. Bu kentler, çok değerli bir kumaş boyası olan firfirin (ya da purpuranın) elde edildiği kavkılı deniz hayvancıklarını yetiştirip satarak zengin olmuşlardı. Gemileri, İspanya'nın güneyindeki Tartessos'a kadar Akdeniz'i dolaşırdı. Fakat, Milattan önceki binyılda denizlerde egemenlik kuran Tir ve Sidon'un parlamasından yüzyıllar önce, Doğu'nun bütün zenginliklerini ve tüccarlarını çeken tek yer, Fenike'nin kuzeyindeki Ugarit kentiydi.

Fenike site-devletlerinin en kuzeyde yer alanı, Ugarit - Ras Şamra, Türkiye'den Suriye'ye kadar bütün karayollarını denetleyebiliyordu. Kentin bu ayrıcalıklı konumu gelişmesinde büyük etkendir.