Fenikelilerin Deniz Yolculukları

Tunç devrinde Ege halklarının kurdukları deniz egemenliğini devralan bu gözüpek denizciler, önceleri kıyı denizciliğiyle işe başladılar. Ticaret kolonilerini ve gemilerin tatlı su ikmali yapacağı iskeleleri iki liman arasındaki uzaklık bir günlük deniz yolculuğunu aşmayacak şekilde birbirine yakm kuruyorlardı. Böylece Trablus'tan Fas'a ve İspanya ile Galya'nın Akdeniz kıyılarına kadar uzanan bütün Afrika kıyı şeridini sömürgeleştirdiler. Bununla birlikte, Kıbrıs, Malta, Sicilya, Sardinya ve Balear adalarında tesisler ve acentalar kurmak üzere açık deniz yolculuğuna girişmeleri de pek uzun sürmedi. İsa'dan önce X. yüzyılda denizcilikte öylesine nam salmışlardı ki, İsrail kralı Süleyman Kızıldeniz kıyısında, bugünkü Akabe körfezi yakınlarındaki Ezyon-Geber'de yaptırdığı limanda bir ticaret filosu kurmaları için Tir'li denizcileri çağırttı. Bu limandan kalkan Fenike gemileri, üç yıllık bir yolculuktan sonra (ya da her yılda bir) esrarengiz Ofir ülkesine ulaşıp oradan Hazreti Süleyman'a fildişi, altın, değerli keresteler, maymunlar ve tavus kuşları getirirlerdi. Çeşitli varsayımların Güney Afrika'dan Amerika'ya kadar hemen her kıyıya kondurdukları bu Ofir ülkesinin yeri bugün bile tartışma konusudur. Yalnız üç varsayım üzerinde dikkatle durulmağa değer: Hindistan'ın batı kıyıları, Somali'nin Afrika kıyıları ve Güney Arabistan. O tarihten birkaç yüzyıl sonra, İsa'dan önce 600 yılı dolaylarında Yunan tarihçisi Herodotos'un anlattığına göre, firavun Nekao da bütün Afrika kıyılarını dolaşmayı tasarladığı zaman gene Fenikeli denizcileri çağırttı ve bu uzun yolculuk üç yılda tamamlandı. Fenikelilerin en çok övünç duydukları ticaret kolonisi Kartaca kentiydi. Efsaneye göre bu kent Elissa adındaki bir prensesin öncülüğünde Tir kentinden kaçanlar tarafından kuruldu; efsanede adı geçen prenses de Vergilius'un Aeneis adlı eserinin kahramanı Dido'dan başkası olamaz; bu olayın, İsa'dan önce IX. yüzyılın sonlarına doğru geçtiği sanılıyor. Kartacalılar, VII. yüzyıldan itibaren ve özellikle Cebelitarık boğazını (Yunan ve Romalıların adlandırmasıyla Herkül sütunlarını) çok sıkı bir denetim altına aldıkları bir sonraki yüzyıl içinde bütün Batı Akdeniz'e egemen oldular. Daha sonra da, Atlas okyanusu kıyısındaki ülkeleri tanımak için keşif yolculuklarına çıktılar. Böylece, İsa'dan önce 450 yıllarına doğru Himilkon İngiltere'ye kadar ulaşırken Hannon da Afrika kıyılarını karış karış dolaşıyordu. Kartacalıların ayrıca Kanarya adalarını [Yunanlılar bu adalara Fortunatae adaları derlerdi) ve Madeira adasını keşfettikleri de biliniyor.

Fenike limanlarındaki pazarlarda alışveriş son derece canlıydı. Bu satıcının tezgâhında, Doğu Akdeniz'in bütün bölgelerinden gelmiş değerli eşyaları bir arada görebilirsiniz. Solda, çok zarif geometrik süslemeli bir vazo, altın boncuklardan bir kolye ve oymalı altın bir bilezik. Yanında, Ugarit atelyelerinde ağaçtan yontulmuş, kadın başı biçiminde bir kupa. Alasia'lı (bugünkü Bnkomi ) bir Kıbrıs sanatçısının eseri olan ortadaki fildişi oyun kutusunun üzerine yabani boğa avı işlenmiş.