Tutankhamon'un Altınları

İçinde Tutankhamon'un mumyasını barındıran, baştanbaşa altın ve lacivert taşıyla işlenmiş lahit.

Lahdin üstündeki resimlerde ölünün ruhunu ölümsüzleştirecek dinsel törenleri yönetmekte olan, tanrı Anubis kılığına girmiş rahip görülüyor. 

Tutankhamon'un Altınları

Büyük Yunan gezgini Herodot, "Mısır, Nil'in bir bağışıdır" diye yazmıştı. Gerçekten de, "ırmak-tanrı"nın hayat veren taşkınları olmasaydı, Sahra'nın bu doğu kesiminde insanlar nasıl yerleşebilir, nasıl yaşayabilirdi? Bu toprakları fetheden krallar, Mısır'ı çok kısa zamanda Eskiçağ dünyasının en zengin ülkesi haline getirdiler. Ülkenin usta kuyumcuları, Sudan'dan ve çok uzaktaki Punt ülkesinden (Somali kıyıları) gelen altınları işleyerek değer biçilmez mücevherler yapıyorlar, bu mücevherler de ölülerle birlikte mezara gömülüyordu. Fakat, firavunlar devrinden itibaren bu mezarların çoğu Mısır halkı tarafından yağma edildi. Her nasılsa el değmemiş halde bulunan Tutankhamon'un mezarı da görkemli geçmişi olanca parlaklığıyla gözlerimizin önüne serer.

Nil'in sağ kıyısında kurulmuş eski Teb şehri, Karnak ile Luksor arasında uzanıyordu. Karşıda, ırmağın öbür kıyısında Libya yalıyanna oyulmuş mezarlar vardı. Mezar tapınakları işte bu yalıyar ile Nil arasında yükselirdi.